Asker, devlet adamı, T.C nin 2. Cumhurbaşkanı (D. 24 Eylül 1884, İzmir - Ö. 25 Aralık 1973, Ankara). Tam adı Mustafa İsmet İnönü’dür, İsmet Paşa olarak da bilinir. Osmanlı döneminde albay, Türkiye Cumhuriyeti döneminde orgeneral ve eski Genelkurmay Başkanı olan, Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’nin ilk Başbakanı ve ikinci Cumhurbaşkanı olan, İstiklal Madalyası sahibi Türk asker ve siyasetçisidir. Atatürk’ün ölümünden sonra CHP Genel Başkanı olmuştur. Mevhibe Hanım’ın eşi, Ömer İnönü, Prof. Erdal İnönü ve Özden Toker’in babası, gazeteci Metin Toker’in kayınpederi, siyasetçi Gülsün Bilgehan (Toker)’ın dedesidir.
Mustafa İsmet, Reşit Efendi ile Çevriye Hanım’ın (Temelli) ikinci oğulları olarak dünyaya geldi. Baba tarafından ailesi Malatyalıdır. Dedesi Abdülfettah Efendi ise aslen Bitlis’in tanınmış ailelerinden biri olan Kürümoğulları’ndandır. Annesi Çevriye Hanım (1867-1959) ise aslen Razgradlı (Bulgaristan) olup, babası Razgrad ulemasından Müderris Hasan Efendi 1870’li yıllarda İstanbul’a göç etmişti. Çevriye ile Reşit 1880’de İstanbul’da evlenmişlerdi. İlk çocukları Ahmet Mithat (1882-1960), M ustafa İsmet, Hasan Rıza (Temelli) (Ö.1972) ve Hayri Temelli adlarında dört oğulları ve Seniha Okatan (Ö.1964) adlı bir kız çocukları olmuştu.
İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamlayan Mustafa ismet, bir yıl yine Sivas’ta Mülkiye İdadisi (Lisesi)’nde okuduktan sonra, 1897 yılında İstanbul’daki Mühendishane İdadisi’ne devam etti. 14 Şubat 1901’de Mühendishane-i Berrî-i Hümayun (Askeri Topçu Okulu)’a girip 1 Eylül 1903’te burayı topçu teğmeni olarak bitirdi. 26 Eylül 1906’da Erkân-ı Harbiye Mektebi’nden (Harp Akademisi)’ni birincilikle mezun olan Mustafa İsmet’in, Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Ali Fuat Cebesoy, Asım Gündüz gibi kurtuluş Savaşı kahramanları ve Cumhuriyet’in kurucu kadrosundan askerlerle aynı çatı altında buluşup tanışması bu okulda başladı.
İsmet Bey, 1908’de 2. Süvari Fırkası’nın kurmay subayı oldu.1910’da 4. Kolordu Kurmaylığına getirildi ve 1911’de Yemen Kuvay-i Mürettebe Komutanlığı kurmay subayı, 26 Nisan 1912’de binbaşılığa yükseltilerek Yemen Kuvay-i Umumiye Komutanlığı’nın Kurmay Başkanlığına atandı. 26 Şubat 1910 ve 5 Mart 1912 tarihleri arasında üstelendiği bu görevi sırasında asi Yemen İmamı Yahya Hamidettin’le, devlet adına müzakereleri yürüterek bu yöredeki isyanların sona ermesini sağladı.
1912-13 yıllarında Harbiye Nezareti’nde Başkomutanlık Karargâhı 1. Şube’de görev aldı ve İkinci Balkan Savaşı’nda Çatalca Ordusu Sağ Cenah Komutanlığı kurmaylığına getirildi.26 Nisan 1912’de binbaşılığa, 29 Kasım 1914’te kaymakamlığa (yarbay) yükseltilerek 2 Aralık 1914’te Genel Karargâh 1. Şube Müdürü oldu. 2 Aralık 1915’te 2. Ordu Kurmay Başkanlığına getirildi ve 14 Aralık 1915’te miralay (albay) oldu. 30 Ocak 1916’da kıta hizmetini yapmak üzere 4. Tümen Komutanlığı emrine atandı. Birinci Dünya Savaşı döneminde sonraki askeri görevleri, Birinci Dünya Savaşı içinde ve hepsi de Doğu Cephesiyle Suriye Cephesinde geçti. 2 Temmuz 1917’de 3. Kolordu Komutanlığına, 24 Ekim 1918’de Harbiye Nezareti müsteşarlığına atandı.
İsmet Bey, ilk kez 8 Ocak 1920’de Ankara’ya gitti ve kısa bir süre Mustafa Kemal’le çalıştı. Yeni kurulan Ali Rıza Paşa Hükümeti’nde Harbiye Nazırı olan Fevzi Paşa (Çakmak)’nın çağrısı üzerine İstanbul’a döndü. 9 Nisan 1920’de Mustafa Kemal’in çağrısı üzerine de tekrar Ankara’ya geldi ve İstanbul’la bütün resmî bağlarını kopardı. 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne Edirne Milletvekili olarak katıldı. Albay İsmet Bey, İstanbul’da Divan-ı Harp tarafından 6 Haziran 1920’de gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı. 10 Kasım 1920’de milletvekilliği görevi saklı kalmak üzere Garp Cephesi (Batı Cephesi) Kuzey Kesimi Komutanlığı’na atandı. Çerkez Ethem ayaklanmasının ve iç isyanların bastırılmasında etkin rol oynadı. Mart 1921’de İkinci İnönü Savaşı’ndaki başarıdan sonra, Milli Müdafaa Vekili (Milli Savunma Bakanı) olan Fevzi Paşa, TBMM kararıyla Birinci Ferik (orgeneral) rütbesine terfi etti. İsmet Paşa ise 4 Mayıs 1921’de Garp Cephesi Komutanlığına getirildi.
İsmet Paşa, 26 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Mütarekesi görüşmelerini yürütmek üzere Mustafa Kemal tarafından görevlendirildi. Milli Mücadele’nin sonunu belirleyen Mudanya Mütarekesi görüşmelerinde (3 Ekim-11 Ekim 1922) Türk tarafını temsil eden İsmet Paşa, 26 Ekim 1922’de Dışişleri Bakanı oldu. Lozan görüşmelerinde murahhas heyetin başkanlığını yaptı. Yeni devletin bağımsızlığını ve egemenliğini onaylayan, Sevr Antlaşması’nı ve Mondros Mütarekesi’ni geçersiz kılan Lozan Antlaşması’nı imzaladı. Cumhuriyet’in ikinci dönem (1923-27) TBMM’de yine Malatya Milletvekili olarak bulunan İsmet Paşa, Fethi Bey’in (Okyar) kurduğu İcra Vekilleri Heyeti (Hükümeti)’ne yine Dışişleri Bakanı olarak girdi. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’nın müzakerelerini yürüten Türk heyetinin başkanı idi.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulduktan sonra, hükümeti kuran ilk başbakan oldu ve aynı zamanda Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkan Vekilliği’ni üstlendi. Cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanan süreçte, Mustafa Kemal’le yakın siyasal işbirliği içinde oldu. İlk başbakanlık döneminde Cumhuriyetin ilk devrimleri de yapılmaya başlandı. Öğretimin birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), halifeliğin kaldırılması ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulması (3 Mart 1924) bu dönemde gerçekleşti. Muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Çankaya’ya olan aşırı muhalefetini hükümet üzerinden yürütmesi üzerine Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ile anlaşarak 8 Kasım 1924’te başbakanlıktan istifa etti. 21 Kasım 1924’te yeni hükümeti Fethi Bey (Okyar) kurdu.
Ancak, doğudaki Şeyh Sait İsyanı’nın ardından, 3 Mart 1925’te Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından yeniden hükümeti kurmakla görevlendirildi. 6 Mart 1925 tarihinde Takrir-i Sükun Kanunu’nu yürürlüğe sokarak İstiklal Mahkemeleri’nin yeniden kurulmasını gerçekleştirdi. Bu kanuna dayanarak tüm muhalefet partilerini ve muhalif gazeteleri kapattırdı. Bu arada askeri görevi de devam ediyordu ve 1926 yılında orgeneral rütbesine terfi ettikten sonra askerlikten emekli oldu.
1934’te Soyadı Kanunu çıktığında Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği İnönü soyadını alan İsmet Paşa, 1924’ten 1937’ye kadar başbakanlık görevini aralıksız sürdürdü. Bu dönemde ülkedeki bütün önemli siyasal gelişmelerde; devrimlerin duyurulmasında ve uygulanmasında, ekonomik politikada ‘Devletçilik’ ilkesinin kabulü ve uygulamasında etkin görevler üstlendi.
1936’da Faşizmi incelemek üzere İtalya’ya gönderilen CHP Katib-i Umumisi (Genel Sekreteri) Recep Peker’in dönüşünde yazdığı TBMM üzerinde bir “Faşist Konsey” kurulmasını öngören raporu onaylaması üzerine Cumhurbaşkanı Atatürk, “Başvekil hazretleri anlaşılan yorgunluktan, önüne gelen raporları okumadan imzalıyor!” diyerek kararı geri çevirince, İsmet Paşa bu değerlendirmeye sert cevaplar verince aralarında gerginlik çıktı. Dersim İsyanı’nın bastırılması sırasında da düşünce ayrılıkları çıkınca Eylül 1937’de Cumhurbaşkanı tarafından Başbakanlık ve CHP’nin genel başkan yardımcılığı görevlerinden alınarak yerine Celâl Bayar atandı. Bu dönemde, Atatürk’ün vefatına kadar TBMM'de sadece Malatya milletvekili olarak görev yaptı.
İsmet İnönü, 10 Kasım 1938’de Atatürk’ün ölümünden sonra yeni Cumhurbaşkanı seçiminde ilk akla gelen kişiydi. Nitekim 11 Kasım 1938’de TBMM’de yapılan seçimde, oybirliği ile Türkiye’nin İkinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. CHP’nin 26 Aralık 1938’de toplanan I. Olağanüstü Kurultayı’nda “kayd-ı hayat şartıyla” (yaşamı boyunca) partinin genel başkanlığına getirildi ve kendisine “Milli Şef” unvanı verildi. 1925’te çıkarılan bir yasaya dayanılarak, kâğıt para ve pulların üzerinde onun portreleri kullanıldı.
Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra başlayan İkinci Dünya Savaşı (1939-45) döneminde İnönü, ülkeyi savaştan uzak tutmaya çalıştı ve bunu başardı da. Savaş yıllarındaki ekonomik ve toplumsal sıkıntılar ise dönemin unutulmayan mirası olarak kaldı. Tartışmaları günümüze kadar uzanan Varlık Vergisi uygulaması bu dönemde uygulamaya konuldu. Yine bu dönemde Hasan Ali Yücel’in öncülüğünde Köy Enstitüleri kuruldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında çok partili demokratik siyasi hayata geçilmesiyle birlikte iktidarı Demokrat Parti’ye devretmek zorunda kaldı. 1950 seçimleri Türkiye’de 27 yıllık CHP iktidarına son verdiği zaman, Cumhuriyetin 14 yıllık Başbakan ve 12 yıllık Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü de bu sonucu kaçınılmaz sayıyordu.
8 Mayıs 1972’de CHP Genel Başkanlığından ayrıldı. Türk siyasal yaşamında parti içi mücadele sonucunda değişen ilk genel başkan olan İnönü; 4 Kasım 1972’de CHP üyeliğinden, 14 Kasım 1972’de de milletvekilliğinden istifa etti. Başvurusu üzerine, eski cumhurbaşkanı olması nedeniyle, tabii senatör olarak Cumhuriyet Senatosu’nda görev aldı.
İsmet İnönü’nün anılarının bir bölümünü, ayrıca çeşitli tarihlerdeki söylev ve demeçlerini içeren kitapları yayımlanmıştır. İsmet Paşa, 25 Aralık 1973’te vefat etti, 28 Aralık’ta devlet töreni ile Anıtkabir’de toprağa verildi.