Turgut Özal

Siyaset ve devlet adamı, T.C 8. Cumhurbaşkanı (D. 13 Ekim 1927, Malatya - Ö. 17 Nisan 1993, Ankara). Tam adı Halil Turgut Özal olup, Banka memuru Mehmet Sıddık Bey ile ilkokul öğretmeni Hafize Hanımın oğludur.

Turgut Özal, babasının görevi nedeniyle ilk ,orta ve lise öğrenimini yurdun değişik yerlerinde okuyarak tamamladı.

Turgut Özal’ın ekonomik olarak kısıtlı olanaklar içinde geçen öğrenim süreci, hayata atıldıktan sonra hayır amaçlı çeşitli hayır kuruluşlarında görev alma­sında temel etken olmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalışırken, çalıştığı daireye uğrayan ihtiyaç sahibi bir fakire verecek bir şey bulamayınca üzerindeki elbiseleri çıkarıp vermesin­de, zorluklar ve yoksulluklar arasında geçen hayatının rolü büyüktür. Üniversite yıllarında gençlik hareketlerinde aktif olarak rol aldı ve öğrenci derneği yardım kolu başkanlığı yaptı. Kardeşi Korkut’la birlikte, “Anadolu’nun bağrından kopan­lara İstanbul’u Tanıtma Kulübü”nü kurdu.

1950'de İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Fakültesi’ni bitirdi. Ankara’da Devlet Su İşleri’nde ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİEİ)’de görev yaptı.Askerlik görevinin hemen ardından elektrik İşleri Etüd idaresi'ndeki görevine tekrar dönen Özal, Devlet Planlama Teşki­latı (DPT)’nın kuruluş ça­lışmalarına da katıldı.

Turgut Özal, 1965’te Başbakanlık özel teknik müşaviri oldu. 1967’de Devlet Planlama Teşki­latı (DPT) müsteşarlığına getirildi. 1970’te “finans­man kanunları”nın hazırlayıcıları arasındaydı. 12 Mart 1971’den sonra bu görevinden ayrıldı. Arkasından Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne giderek 1973’e kadar Dünya Bankası Sanayi Dairesi’nde özel müşavirlik yaptı. Yurda döndükten sonra özel sektörde bankacılık, demir çelik, oto­motiv sanayisi, tekstil, gıda ve döküm alanlarında yö­netici olarak çalıştı.

1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi (MSP)’den İzmir Milletvekili adayı oldu ve seçimi az bir farkla kaybetti. Daha sonra Madeni Eşya Sanayiciler Sendikası (MESS) Genel Başkanı olarak görev yaptı. Kasım 1979 yılında Süleyman Demirel başkanlığında kurulan azın­lık hükümetiyle yeniden devlet memurluğuna dönen Özal’a, Başbakanlık Müsteşarı ve DPT Müsteşar Vekilliği görevi ve­rildi. 24 Ocak 1980’de açıklanan “İktisadi Önlemler Paketi”nin hazırlayıcı­ları arasında yer aldı ve iktisadi kararların sorumlulu­ğunu üstlendi.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından, 20 Eylül’de kurulan Bülent Ulusu Hükümeti’nde, iktisadi işlerden sorum­lu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev aldı.

Özal, 12 Eylül sürecinin arkasından siyasi partilerin açılmasına ve kurulmasına izin verilmesi üzerine, 20 Mayıs 1983’te Anavatan Partisi’ni (ANAP)kurdu ve partinin genel başkanlığına seçildi. Parti programında, ekonomiye devlet müdahalesinin en aza indirilmesini, dış, ticaretin serbestleştirilmesini, yabancı sermaye yatırımlarının özendirilmesini, reka­bet koşullarının egemen kılındığı serbest piyasa eko­nomisinin uygulanmasını ve Ortadoğu ülkeleri ile yakın ilişkiler geliştirilmesini savunan ANAVATAN, seçimlere katılmasına izin verilen üç partiden biri oldu. 6 Kasım 1983 Genel Seçimleri’nde partisinin çoğunluğu sağlaması üzerine, hükümeti kurmakla görevlendiri­len Özal, 13 Aralık 1983’te Türkiye Cumhuriyeti’nin 19. Başbakanı olarak göreve başladı.

Anavatan Partisi’nin 13 Nisan 1985’te yapılan ilk büyük kongresinde tekrar genel başkanlığa seçilen Özal, 1987 yılında yapılan genel seçimler­de de çoğunluğu sağladı. Böylece 21 Aralık 1987’de İkinci Özal Hükümeti’ni kurdu. 18 Haziran 1988’de yapıları Anavatan Partisi İkinci Olağan Kongresi sırasında Özal’a bir suikast girişiminde bulunuldu ve girişimi elinden aldığı bir yarayla atlattı. Özal aynı gün tekrar oy birliğiyle yeniden genel başkanlığa seçildi. Ardından 31 Ekim 1989’de Kenan Evren’den boşalan Cumhur­başkanlığı makamına seçildi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı olarak 9 Kasım 1989’da göreve başladı.

Turgut Özal, getirdiği yönetim anlayışı ile ekonomide, felsefede, siyasette, dış politikada zihniyetleri değiştirdi. Her türlü yeniliğe açık bir siyasi politika izleyerek, ülkenin kaderini değiştiren kararlara cesurca imzalar attı. Türkiye’de liberal ekonomiyi ve beraberinde liberal düşünceyi tüm hatlarıyla yerleştirmeye, uygulamaya çalıştı.

Herkes Özal’ın laik bir ülkenin cumhurbaşkanı olarak cuma namazına gidip gitmeyeceğini merakla bekliyordu. Fakat o her zamanki gibi rahat ve tabulara meydan okuyan tavrıyla Ankara Kocatepe Camisi’ne gitti ve cuma namazını kıldı. O gün Kocatepe’de izdiham yaşandı ve halk sevincin­den gözyaşlarına boğuldu. Türkiye'nin bölgesinde etkin rol oynamasını isteyen Özal, Balkanlara ve hemen peşinden Orta Asya’ya yaptığı o uzun ve yorucu gezisinden döndükten sonra, 17 Nisan 1993’te Ankara’da vefat etti. Bu ani ölümü nedeniyle özellikle ailesince zehirlendiği ileri sürüldü. “Öldükten sonra beni İstanbul’a defnedin, kıyamete ka­dar Fatih Sultan Mehmet’in manevi ruhaniyeti altında bu­lunmak istiyorum” vasiyetine uyularak, şehit Başvekil Adnan Menderes’in de bulunduğu yerde toprağa verildi.