Kişinin “Bir hayalim var” diye niyet ederek çıktığı yolda “evvel refik, badel tarik” diyerek devam ettiği, vatan, millet için hizmete talip olduğu bir yaşam biçimidir siyaset.
Oy kutsal, sandık mahrem, parti yuva, teşkilat ailedir. Bütün bu kavramları topyekün doğru idrak eden kitleler iktidar olur. Yaptıkları “halka hizmet, hakka hizmet olur.”
Ülke tarihimiz bunu bilen ve inanarak savunan; bu uğurda malını, ömrünü hatta canını bile vermiş siyasi şahsiyetlerle, tarihe mal olan milli kahramanlarla doludur.
Tarihin sayfalarını fazla karıştırmadan, konunun meraklılarının hafıza ve bilgisine güvenerek bugüne hızlı bir geçiş yapmak istiyorum.
Geçmişi bilmeyen geleceğe doğru hedef koyamaz hedef koyamayan da bugün hedefe götürecek doğru işleri yapamaz.
Ülke olarak; topyekün devlet fonksiyonlarının sağlıklı çalışmadığı, kamusal ve önemli konularda halkın zıt kutuplara bölüne bildiği, devlet yönetiminde de zaman zaman ağır yönetim ve sistem krizleri yaşandığı hissedilen bir dönemi yaşıyoruz.
Bazı kesimlere mensup kişilerin gizli gizli, bazılarının açıkça itiraz ettiği; halkın yoksulluğu şikayetinde , girişimci ve entellektüel kesimlerin yasaklara isyanında, bürokrasinin yolsuzluklarla mücadelesinde zaman zaman dile getirdiği, bu gün şikayetlerin artık bir sorunlar manzumesi haline geldiği kanaatinin oluştuğu genel olarak görülüyor.
Bu millet her ne kadar bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kuruluşlunun 99.Yılını kutlamış olsa da devlet geleneği bilinen ikibinikiyüz yıl önce başlayan bir millettir. Bu coğrafya onbin yıldır insanların yerleşik yaşadığı bir topraktır. Bugün bu ülke kök saldığı toprak üzerinde kıtaların kavuştuğu, dünyada kaç etnisite varsa üzerinde nefes aldığı bir yurt olarak varlığını sürdürmektedir.
Piramitsel yönetimin tepesinde; bir siyasi parti başkanının aynı anda devletin yasama, yürütme ve temsili fonksiyonlarını gerçekleştiren görevleri de yüklenmesi hem düşünce hem de uygulama açısından mümkün değildir. Bu sistem ile bir kimse “her kim olursa olsun” bu görevlerin her birini aynı anda yapamaz. Fiilen devlet fonksiyonlarında ortaya çıkan yöntem, eylem sorunlarının derinleşme ve artma sebebi de temelde bu "partili başkanlık sisteminin" sağlıklı çalışmamasıdır. Bir kişi aynı anda farklı yerlerde olamayacağı, aynı anda farklı işler yapamayacağı için de yetkisiz etkili kişiler “gölge idare odakların” devlet yönetimine nüfuz etme ihtimali artacağı gibi, devlet geleneğimize ve kültürümüze kısa süre önce “intihalle” getirilen bu sistem çarkların içine doğru oturmamış, etkileri elinden alınan ayrıca bir de “silik yetkililer” tabakası oluşmuştur.
Kısaca kahramanı bol, genci çok, yaşlısı bilge, çocukları güzel, toprakları bereketli, imanı kuvvetli, enerjisi yüksek bu vatan bu millet en kısa sürede bu yönetim sisteminin değiştirilmesine muhtaçtır.
Halkın güveni boşa çıkarılmadan, yönetimde boşluk oluşmadan, belirsizlikle herhangi bir sistem ve yöntem karmaşası yaratılmadan, dışardan yaratılmaya çalışılabilecek suni krizlere zemin hazırlanmadan bu sistemin aşılması gerekmektedir. Ortaya konması gerektiğini ifade ettiğimiz bu irade; milli hafızasında diri ve eksiksiz bulunmaktadır.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve vatanı koruyan nice isimsiz kahramanı rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve saygıyla anıyoruz.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı, ülkemizin kuruluşunun 101.Yılını tüm kalbi duygularımızla kutluyoruz.
Bayrağın taşınmasına kuvvet ve destek vermek üzere yılmadan çalıştığımız, Demokrat Misyonun temsilcileri olarak; insan onurunu koruyan, özgürlükçü ve çağdaş demokrasinin yeşermesi uğrunda gereğini yerine getirmek üzere ; “Bir hayalim var” diye niyet ederek çıktığı yolda “evvel refik, badel tarik” diyerek devam ettiği, vatan, millet için hizmete talip olan tüm siyasetçileri göreve davet ediyoruz.