Organizasyon, düzenleme, düzenleniş biçimi, düzenli bir grubun üyelerinin tamamı, teşkilat olarak bir durum tespitini ifade eder iken Reorganizasyon ise yeniden düzenleme demektir !..
Mevcut organizasyondan veya türevlerinden istenen verimin alınamadığı, işlerin arzu edildiği şekilde gitmediği durumlarda’’ Reorganizasyon’’ bir ihtiyaçtır hatta kaçınılmazdır.
Reorganizasyon radikaldir dolayısıyla statükocu, gelenekçi, oryantalist kesimin canını yakacağından onlar tarafından engellenmek isteneceği öngörülmelidir. Ancak verimli, etkin ve tutumlu (VET) bir yapı tesis etmek için yeterince cesur bir miktar da radikal olmak gereklidir.
Verimli- Birim girdi ile en yüksek verimi alabilmek,
Etkin- Toplum beklentilerine cevap verebilmek iken,
Tutumlu- ise israftan kaçınmaktır.
Ormancılık özelinde bakacak olursak, öncelikle Kurumun personel ile araç, gereç kapasitesini tam olarak kullandığı, organize bir şekilde çalıştıkları, özveri içinde ter döktüklerini biliyoruz hatta görüyoruz.
-Pekala !.. O zaman Orman Genel Müdürlüğü, Orman yangınlarında topluma neden yeterince güven veremiyor ?
-Kamuoyuyla paylaştığı rakamlara neden güvenilmiyor ?
-STK’ ları paydaş olarak görmekten ve birlikte çalışmaktan uzak duruluyor ?
-veya Orman Köylüsünü hala kalkındırılamadı ? Nihayetinde orman köy nüfusları azalıyor ve düzensiz şehirleşmelere sebep olundu ve olunuyor ?..
Soruları çok daha sıralayabiliriz…
Mevzuata fazla girmeden özetleyecek olursak ;
Anayasa’mızın 169. Maddesi Ormanlarımız ile ilgili düzenlemeler içerir !
170. Maddesi ise Orman köylerinin kalkındırılmasını içermektedir ! Ne kadar güzel değil mi ? Hatta 6831 sayılı Orman kanunu da Ormanlarımızın geliştirilmesi, işletilmesi, korunması yanında orman köylerinin kalkındırılması ile ilgili düzenlemeler içerir bu da güzel !..
Öncelikle övgülere olduğu gibi eleştirilere de açık olunmalı ki yeni fikirler üretilebilsin. Hatta mevcut duruma dışarıdan, uzaktan bakılmalı ki teşhisler isabetli olsun. Ve çözümler sıralanabilsin !..
.Tartışılan , konuşulan, yazılan ve çizilenlere bakıldığında ;
İlk düğmenin hatalı iliklenmesi neticesinde peşindeki düğmelerinde yanlış iliklendiği göze çarpar maalesef !..
İlk düğme Orman ; ‘’ Orman; belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın birlikte meydana ……ekosistem’’. olarak tanımlanır ki insana hiç yer verilmemiştir.
Misyonu olarak ‘’Orman ve Orman kaynaklarını korumak, doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde sürdürülebilir ve topluma çok yönlü faydalar sağlayacak şekilde yönetmek’’ olarak ifade edilir ki yine orman köylüsüne özel ilgi yok sayılmıştır.
OGM 2021 yılı faaliyet raporu SWOT analızıne baktığımız da Ormanlar ve Ormancılık için tehdit unsurları altı madde de sıralanmıştır ( ‘’ ) ;
‘’Kırsal fakirlik, orman köylülerinin gelir ve eğitim düzeyinin düşüklüğü, ‘’İş gücü ve üretim maliyetlerinin artması, orman köylerinde genç nüfusun azalması, belirtilmiştir.
Fakat Orman köylülerinin gelir düşüklüğü bir tehdit değil kurum bu konudaki yöntem hataları yaptı hatta başarılamadı diyebilmeliyiz. Keza Kurum bünyesinde 1957’den beri taşra da ‘ Köy kalkınma şubeleri’’ ile başlayan 1970 ORKÖY ( Orman Köylerinin Kalkındırılması GM.) olarak 50 yıldan fazla zaman ve kaynak aktarmamıza rağmen durum ortadır. Köylerdeki nüfusun azalması, ekonomik olarak zayıf olmaları yöntem hataları sonucu olsa da eğitim durumu ise Kamusal bir tercih mi yoksa ihmal mi olduğu ayrı bir tartışma konusudur..
‘’Bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişimler bir tehdit unsuru olarak görülse de aksine teknoloji imkanlarının (foto kapan, yangın gözetleme, ihbar, konum vb.) ormancılığa katkıları göz ardı edilmemeli ve hatta geliştirilmelidir.
‘’İklim değişikliğinin olumsuz etkileri yanında toplumun Orman ve doğa hassasiyetini artırdığı gerçeğini de görmezden gelemeyiz.
Ormancılığın zayıf yönlerini dile getiren raporun en keskin tarafı ‘’Politika, plan, program, uygulama hiyerarşisinde etkisizlik’tir. Yazımın başlığında belirttiğim Reorganizasyona ihtiyaç olduğunu betimlemektedir..
Nihayetinde; Sosyal Güvenlik terimindeki Sosyal kelimesi güçlü olan Devletin güçsüz olan bireylerin hayatlarını belirli bir standartta idamesini sağlaması anlamı taşır ve tek yönlüdür. Sosyal ormancılık ise iki yönlüdür. Bir yönü güçlü olan kurumun paydaşları olan, Orman köylüsü ve STK’lar ile toplumun tüm kesiminin beklentilerini karşılamasıdır. Diğer yönü ise özellikle orman yangınları, orman kaçakçılığı, orman arazi açmaları vb. gibi kurumun desteğe ihtiyaç duyduğu zaman dilimlerinde diğer tarafın desteğine sahip olabilmesidir.
‘’Ormanları Bekçi değil Sevgi duyanlar ile Beklentileri karşılananlar, korur’’.